Hayatta bazı kelimeler zamanında söylenmediğinde, yankısı bir ömür sürer. “Özür dilerim”, “Seni seviyorum”, “Affet beni” ya da sadece bir “Nasılsın?”… Belki birkaç hece ama söylenmedikçe insanın içinde ağırlaşan koca bir sessizlik.
Bir dostluk, bir aşk, bir kardeşlik… Ne çok bağ, aslında tek bir cümleye bakar. Ama biz çoğu zaman o cümleyi ya ertelemeyi seçeriz ya da gururla yutarız. Oysa insan, bazı şeyleri konuşarak tamir edebilir. Sessizlikle değil. Sustukça bozulur, çürür ve en sonunda da kopar.
Geç kalınmış bir sözün telafisi yoktur çoğu zaman. Çünkü insanlar gider. Kalansa o içimizde büyüyen, zamanında söylenmemiş sözlerin sızısıdır.
Bir kapıyı çalmak için cesaret gerekmez. Ama bir kalbi yeniden kazanmak için içtenlik gerekir. Bugün geç kalmadan, yüreğinde tuttuğun o kelimeleri serbest bırak. Kimi yaralar zamanla geçmez, ama samimi bir sözle sarılabilir.