Beklemek…
İnsanı en çok zorlayan şey belki de bu. Sonucu bilmediğin bir yolculuk gibi.
Telefon çalar diye beklemek, mesaj gelir diye beklemek, iyi haber, güzel söz, bir umut beklemek…
Danışanlarımdan biri dedi ki:
“Hocam, beklemekten yoruldum.”
Dedim ki: Beklemek seni yormaz.
Umutsuz bekleyiş yorar. Çünkü sabırla bekleyen, bilmez ama güvenir. “Hayırlısı neyse o olur.” der.
Ama çaresizlikle bekleyen, korkar.
Ne olacağını bilmediği için aklından en kötü senaryolar geçer.
Sabır, beklemek değildir.
Sabır, beklerken güzel kalabilmektir. Çaresizlik seni karanlığa çeker; sabır seni aydınlatır.
Beklemek, sabırla birleştiğinde insanı olgunlaştırır.
Beklemek, çaresizlikle birleştiğinde insanı tüketir.
Bugün kendine sor: Bekliyor musun, sabrediyor musun?
“Sabır, beklemek değil; beklerken gönlünü kirletmemektir.”