Sağlık, yalnızca biyolojik sistemlerin düzgün çalışması değil, insanın bir bütün olarak iyilik halidir.
Ancak ne yazık ki modern tıpta giderek artan bir biçimde “hastalık” merkezli yaklaşım hâkim olmaya başladı.
Oysa hekimlik, hastalığı değil, hastayı tedavi etmeyi esas almalıdır.
Bir laboratuvar sonucuna bakıp karar vermek kolaydır.
Ama karşıdaki insanın yaşam hikâyesini, kaygılarını, umutlarını anlamadan tedaviye başlamak, eksik bir hekimliktir.
Tıbbın teknolojiyle değil, insanla anlam kazandığını unutmamalıyız.
Bugün kliniklerde görüyorum: Hızlı muayeneler, yüzeysel tanılar, otomatik reçeteler...
Ancak unutulmamalı ki bir hastaya dokunmadan, göz teması kurmadan, kalbine değil sadece dosyasına bakarak yapılan tıp; iyileştirmez, sadece bastırır.
Bazen bir ilacın etkisinden çok, hekimin şefkatle söylediği bir söz daha iyileştiricidir.
Çünkü tıp, bir bilim olduğu kadar bir sanattır da: İnsan ruhuna temas etme sanatı.