İnsan beyni, çağımızda yalnızca bilgiyle değil, gürültüyle de kuşatılmış durumda.
Bildirim sesleri, hızla akan haberler, dijital dikkat savaşları ve sosyal kıyaslamalarla şekillenen bir yaşam...
Oysa zihinsel iyilik hâli, sessizlikten ve sadelikten geçer.
Bir gün, hastalarımdan biri şöyle dedi:
“Hocam, hiç konuşmadan geçen bir günüm olsun istiyorum ama evde, işte, her yerde ses var.
En kötüsü de kafamdaki sesler...”
O an, modern insanın en büyük problemini net biçimde görmüş oldum: Zihinsel gürültü.
Bu gürültü, sadece dikkat eksikliği ya da stres yaratmaz; zamanla uyku kalitesini bozar, karar verme becerilerini zayıflatır, hatta duygusal bağ kurma yetisini bile köreltir.
Peki bu gürültüyü nasıl azaltabiliriz?
İşte bazı öneriler:
-
Dijital oruç: Günde belirli saatlerde telefon, bilgisayar, televizyon gibi cihazlardan uzak durun.
-
Doğaya yönelin: Sessizlik en çok ormanda, deniz kenarında ya da kuş sesleri arasında bulunur.
-
Günlük yazma alışkanlığı: İçsel karmaşayı dışarı aktarmanın en güvenli yollarından biridir.
-
Teşekkür meditasyonu: Sessizlik içinde sadece şükredeceklerinizi düşünmek, zihni an’a getirir.
Unutmayın, sessizlik sadece sesin yokluğu değil, şifanın varlığıdır.
Kendinize her gün birkaç dakika sessiz bir alan yaratın.
Bu, zihinsel sağlığınıza vereceğiniz en değerli hediyedir.
“Sessizlik, ruhun yeniden konuşmayı öğrendiği yerdir.”
Yeni haftada zihninizin sesini duyabileceğiniz anlarınız olsun…