Her yıl milyonlarca insan bayram sabahı erken kalkar.
Kurbanlıklar alınır, sıraya girilir, dualar okunur, bıçaklar bilenir.
Ama bu ritüelde neyi kesiyoruz biz?
Bir hayvan mı?
Bir yükümlülük mü?
Yoksa içimizdeki vicdanı mı uyandırıyoruz yeniden?
Çünkü esas mesele şu:
Paylaşmadan kesilen her şey yarımdır.
Kurban; yalnızca bir gelenek değil, sofralar arasında kurulan köprüdür.
Zenginle yoksulun, tanıdıkla yabancının, komşuyla göçmenin bir araya geldiği o nadir anlardandır.
Ama eğer dağıtım değilse derdimiz, et yığınları vicdan eksikliğini doyurmaz.
Mesele nedir?
Mesele, kesilenin et değil, kibir olmasıdır.
– E.Y.