Hayat, bazen bir sabır taşı, bazen bir ayna olur insanın önünde…
Peki ya karşılaştığımız zorluklar, sadece birer rastlantı mı?
Yoksa her biri bizi şekillendiren birer ilahi dokunuş mu?
Zorluklar, Bir Lütuf Olabilir Mi?
Her insan, hayatında en az bir kez “Neden ben?” diye sormuştur. Kalbi daralmış, omuzları çökmüş, gözleri göğe çevrilmiş…
Sanki tüm dünya üstüne yıkılmış gibi hissedersin. Ama işte tam da o anda, bir perde aralanır aslında.
İmtihan, yalnızca zorluk değildir. Bazen bollukla da imtihan olur insan. Kimi zaman kayıpla, kimi zaman fazlasıyla…
Önemli olan, o anda kalbimizin diliyle ne söylediğimizdir. Sabır mı? Şükür mü? Yoksa isyan mı?
Sabrın Ardındaki Güzellik
Bir gün Hz. Mevlânâ'nın dediği gibi:
“Sabret ki her şey hissettiğin gibi olsun, düşündüğün gibi değil.”
Çünkü düşünce, nefsin sesidir çoğu zaman. His ise, kalbin dili. Kalpten gelen sabır; dili susturur ama gönlü açar.
Sabreden insan, en büyük zaferi ruhunda kazanır.
Sınanmak, Seçilmiş Olmaktır
Allah bir kulunu seviyorsa, onu imtihan eder. Bu ne büyük bir sır, ne büyük bir mertebedir…
Peygamberler en çok imtihan edilenlerdir çünkü en çok sevilenlerdir.
O hâlde başımıza gelen her darlıkta değil; o darlıkta sergilediğimiz duruşta gizlidir kulluğun özü.
Son Söz:
“İmtihan, seni tüketmek için değil; hakiki sen’i ortaya çıkarmak içindir.”