İnsan, kendini ararken Rabbi'ne yönelir; O’nu ararken de aslında kendi hakikatini bulur.
Bazı sorular vardır, cevabı kelimelerde değil, hâlde gizlidir.
“Neden yaratıldık?” sorusu da öyledir.
Ne kadar kitap okursan oku, ne kadar kelime dökersen dök, eğer kalbin susmuyorsa, cevabı duyamazsın.
Yaratılış, bir emanetle başladı. “Ben gizli bir hazineydim, bilinmek istedim...” kudsî hadisini hatırla.
İşte senin varlığın, o bilinme muradının cevabıdır.
Kendini Arayanın Yolculuğu
İnsan, bu dünyaya sahip olmak için değil; şahit olmak için gönderildi.
Şahit neye? Güzelliğe, hikmete, ahirete, kulluğa…
Nefsin seni “yüksel” diye dürterken, ruhun “secdeye eğil” diye fısıldar.
Hakikî yükseliş, ancak eğilmekle başlar.
Kendini bilen, Rabbini bilir. Rabbini bilen, kendine haddini bilir.
Yaratılış Gayesini Unutmanın İşaretleri
-
Sürekli şikâyet ediyorsan, yönünü kaybetmişsindir.
-
Her şeyi dışarda arıyorsan, içini boş bırakmışsındır.
-
Hep daha fazlasını istiyorsan, asıl eksik olanı unuttuğundandır.
Yaratılış Gayesini Hatırlayan Kalbin Özellikleri
Tevazu ile dolar: Çünkü bilir ki, bu varlık ona ait değil, ona emanet.
Şükürle yaşar: Çünkü her şeyin ardında bir lütuf görür.
Sessizliği sever: Çünkü Rabbini gürültüde değil, sükûtta duyar.
Bir Nazar:
“İnsan kendini unutursa, Yaratan’ı da unutmaya başlar.”
Hikmetli Bir Hikâye:
Bir çocuk dedesine sorar:
– Dede, neden yaratıldık?
Dede gülümser:
– Bir gün Allah’ı sevebil diye, bir gün Allah’ı anlatabileyim diye, bir gün O’na dönebileyim diye…
Çocuk:
– Yani hepsi O’na çıkıyor?
Dede:
– Evet evlat… Bütün yollar O’na döner; ama seninle başlar.
Derinlikte Saklı Üç Hediye:
1. Farkındalık: Kendini hatırlayan, amacını unutturmaz.
2. Hizmet: Gayesini bilen, dünyayı yüklenmez; ona hizmet eder.
3. Sonsuzluk bilinci: Ölümle bitmeyen, aksine onunla başlayan bir yola hazırlanır.
Günün Duası:
“Allah’ım, bizi kendimize karşı uyanık, Sana karşı uysal kıl. Yaratılış gayemizi unutturacak nefs oyunlarından koru. Amelimizi niyetine, niyetimizi rızana uygun eyle. Âmin.”