“Kadın, herkesin yükünü taşırken, kendi yorgunluğunu çoğu zaman saklar.”
Çay tazelenir, sofralar kurulur, çocuklar büyütülür, yaşlılar bakılır.
Tüm bunlar olurken bir kadın, kimseye yük olmadan herkesin yükünü taşımaya çalışır.
Ve çoğu zaman, bu yorgunluk görünmez kalır.
Görünmeyen Emek
Ev işlerinin, duygusal desteğin ve sosyal organizasyonların çoğu hâlâ kadınların omuzlarında.
Üstelik bunu yaparken “Zaten yapması gereken buydu” bakışıyla karşılaşırlar.
Bu da, yorgunluğu daha derinleştirir.
Sessiz Savaş
Kadınlar çoğu zaman ağlamayı erteler, dinlenmeyi geciktirir, kendini unutmayı normalleştirir.
Çünkü bilir ki durduğunda sistem aksayacak. İşte bu noktada gizli bir savaş başlar: Görünmeyen tükenmişlik.
Çözüm Nerede?
Kendine ayırdığı küçük bir zaman dilimi, dost bir omuz, anlaşılmak, takdir edilmek…
Bunlar bir lütuf değil, haktır.
Her kadın, sadece anne, eş, çalışan değil; aynı zamanda bir bireydir ve bunun fark edilmesi gerekir.
“Bir kadının yorgunluğu sadece bedenden değil, anlaşılmamaktan gelir.”