Kadınlar yorgun. Ama bu yorgunluk, sadece bedensel değil.
Asıl yorgunluk, kimsenin görmediği yerde.
Her gün yeniden başlayan sorumluluklarda, kimsenin teşekkür etmediği işlerde, herkes uyuduğunda bitirmeye çalıştıkları işlerde…
Bir kadının zihni asla tam olarak dinlenmez.
Bulaşık makinesini kapatırken ertesi günün yemeğini düşünür, çocukla oynarken akşam çamaşırlarını, işteyken evdeki işleri, evdeyken iş yerindeki eksikleri…
Ve kimse ona “Yoruldun mu?” diye sormaz.
Çünkü kadın güçlü olmak zorundadır.
Öyle öğretildi.
Ağlarsa zayıf, durursa tembel sanılır.
O yüzden susar, yapar, yetiştirir, unutur, erteler, susar yine…
Ama unutmamalı ki, kadın da insandır.
Yorgunluğu vardır, hakkıdır.
Yorulmak zayıflık değil, insan olmaktır.
Ve hiçbir kadın, her şeye yetişmek zorunda değildir.
Bugün kendine sor: Gerçekten dinleniyor musun, yoksa sadece uyuyorsun mu?
“Kadınların en büyük yorgunluğu, yorulduklarını söyleyememeleridir.”