Bugün modern psikiyatri, insanın ruh sağlığını konuşuyor.
Depresyonu, anksiyeteyi, panik atağı…
Beyindeki kimyasal dengelerden, hormonlardan söz ediyoruz.
Evet, hepsi doğru. Çünkü insanın bedeni nasıl hastalanıyorsa, ruhu da hastalanır.
Ama bir şey eksik kalıyor: Kalbin hastalıkları…
Burada kastettiğim kalp, göğsümüzde atan et parçası değil.
Kur’an’ın dediği kalp… Gönül… Vicdan… Hisseden yanımız.
Bazen danışanlarım geliyor.
Diyorlar ki: “Hocam, içim sıkılıyor, nefes alamıyorum, hiçbir şey iyi gelmiyor.” İlaç düzenli, hormonlar normal, beyin dalgaları yerinde…
Ama kalbi hasta. Çünkü kalp kibirle, hasetle, kinle, öfkeyle karardığında; ruh da huzur bulamaz.
İmam Gazali der ki: “Kalp hasta olursa, bütün beden hastalanır.”
Psikiyatri kalbi tedavi etmez, beyni tedavi eder. Ama insanı insan yapan, sadece beyni değildir.
Kalbin hastalıklarını fark etmek gerekir. Affedememek, kibir, nankörlük, dünya hırsı… Bunlar da insanı yıkar.
Bu yüzden bazen psikiyatri ilaçlarıyla, bazen de tövbeyle iyileşir insan.
Çünkü beyin hormon ister, kalp merhamet ister.
Beyin ilaçla düzelir, kalp ancak Rabbini hatırladığında şifa bulur.
“Beynin hastalığı ilaçla, kalbin hastalığı imanla tedavi olur.”