Modern hayatın en görünmeyen işkencesi, hiç susmayan bir zihin olabilir.
İç ses… Bitmeyen analizler… “Ya böyle olursa?”lar, “Keşke şöyle yapsaydım”lar…
İnsanın kendi içinde konuşması, belirli düzeye kadar sağlıklıdır. Ancak bu iç diyalog kontrolden çıktığında, kişi zihinsel bir gürültünün esiri olur.
Sadece dışarıda değil, içeride de bir trafik, bir kaos başlar.
Uyuyamazsınız. Dinlenemezsiniz. Çünkü zihin hep meşguldür.
Zihinsel gürültü nedir?
Zihinsel gürültü, kontrol edilemeyen ve sürekli tekrarlayan düşünce akışıdır.
Geçmişin pişmanlıklarıyla geleceğin kaygıları arasında gidip gelen bir salıncakta yaşar insan.
Fakat bu salıncak, ne huzur verir ne de varış noktası…
Peki çözüm nedir?
1. Farkındalık:
Zihinsel gürültünün farkına varmak ilk adımdır. Düşünceleriniz sizi yönetmesin, siz düşüncelerinizi yönetin.
2. Sessiz zamanlar oluşturmak:
Her gün sadece 5 dakika, hiçbir uyaran olmadan sessizce oturun. Zihniniz itiraz edecek ama zamanla sustuğunu fark edeceksiniz.
3. Yazmak:
Kafanızda dönen düşünceleri yazıya dökmek, onları boşaltmanın etkili bir yoludur.
4. Dua ve meditasyon:
İnançlı bireyler için dua; zihni susturmanın, kalbi konuşturmanın en saf halidir. İnançsızlar için de nefes odaklı meditasyon etkili olur.
Modern insan, sessizliği unuttu. Oysa sessizlik, ruhun dilidir.
“Zihniniz sustuğunda, içinizdeki hakikatin fısıltısını duyarsınız.”
– Dr. Yunus Emre Bayraktar