Bağımlılık sadece bir maddeye değil, bazen bir kişiye, bazen bir duygunun hayaline olur.
Asıl mesele, bağımlı olunan şey değil; onun yerine doldurmaya çalıştığımız boşluktur.
Bağımlılık Nedir, Ne Değildir?
Toplumda bağımlılık deyince akla hemen alkol, sigara, uyuşturucu gelir.
Oysa bağımlılık yalnızca bir maddeye değil, bir davranışa, bir duyguya ya da bir kişiye de olabilir.
Alışveriş, sosyal medya, takdir edilme arzusu, ilişki bağımlılığı… Hepsi aynı temele dayanır: Bir boşluğu doldurma çabası.
İnsan eksik kaldığı yeri başka bir şeyle tamamlamaya çalışır.
Sevgi görmeyen, sevgiyi bağımlılıkta arar. Değersizlik hissi taşıyan, takdir edilme bağımlısı olur.
Hayatının kontrolünü kaybeden, kontrol edebildiği tek şey olan yemeğe sarılır.
Bu yüzden bağımlılık bir “maddeden kurtulma” değil, “boşluğu fark edip onarma” sürecidir.
Beynin Kimyası Kadar Kalbin Hikâyesi
Beyin dopamin salgıladığında bir ödül hissi doğar. Ama kişi her defasında bu ödülü, aynı davranışı yaparak elde etmeye alışırsa, bir döngü oluşur.
İşte burada beyin kimyası devrededir. Fakat bağımlılık sadece beyinsel değil; aynı zamanda derin bir duygusal hikâyedir.
Sıklıkla travmalar, terk edilmişlikler, değersizlik duygusu bağımlılıklara zemin hazırlar.
İnsan, ruhsal olarak eksik hissettiğinde bir dayanak arar. Ve o dayanak ne yazık ki bazen bir bağımlılık nesnesi olur.
Bu nedenle tedavi, sadece alışkanlığı kesmek değil, o boşluğun kökenine inmektir.
Bağımlılık Bir Zayıflık Değil, Yardım Çağrısıdır
Birine “bağımlısın” demek, onu suçlamak değildir.
Aksine, ruhunun bir yerinde bir kırılma olduğuna işarettir.
Toplum olarak bağımlı insanları dışlamak yerine, onlara şefkatle yaklaşmalı, anlamaya çalışmalıyız.
Çünkü kimse sebepsiz yere kendini zehirlemez; ya içini susturmaya çalışıyordur ya da bir şeyleri unutmaya.
Çözüm Ne?
-
Önce fark etmek. Ne zaman, neye sarılıyoruz?
-
Boşlukla yüzleşmek. Gerçekte ne eksik?
-
Alternatif alışkanlıklar geliştirmek. Bağımlılığı bastırmak değil, yerini sağlıklı bir davranışla değiştirmek.
-
Destek almak. Psikoterapi, bağımlılığın altında yatan duygusal yükleri anlamak için güçlü bir destektir.
Son söz:
“İnsan bazen dışarıdan değil, içinden sarhoştur; fark etmeden en tehlikeli bağımlılığı kendine geliştirir.”