Kaygı…
Hepimiz zaman zaman kaygı duyarız.
Sınavdan önce, iş görüşmesinde, yeni bir adım atarken…
Ama bazı insanlar için kaygı, hayatın her anına yayılır.
Gözlerini açtığı anda başlar ve gece uyuyana kadar sürer.
Hatta bazen uykularına bile sızar.
Kaygı nedir biliyor musunuz?
Kaygı, zihnin sessiz çığlığıdır.
İçimizdeki kontrol mekanizması, belirsizliklere karşı sürekli alarm verir.
Beynimiz, bizi korumak isterken, aynı zamanda yorar.
Çünkü kaygının kökünde belirsizlik korkusu yatar. İnsanoğlu bilinmeyenden korkar.
Geleceği bilmediği için, zihni binlerce olasılığı hesaplar durur.
Ama şunu bilmeliyiz ki, kaygı tamamen kötü bir duygu değildir.
Kaygı, bizi hayatta tutar. Tehlikeleri fark etmemizi sağlar.
Ancak kontrol edilemediğinde, yaşam kalitesini düşürür.
O yüzden kaygıyla savaşmak değil, kaygıyı anlamak gerekir.
Kaygıyla baş etmek için:
✅ Düşüncelerinizi yazın. Zihin kağıda döküldüğünde rahatlar.
✅ Nefes egzersizleri yapın. Kaygı anında derin ve yavaş nefes alın.
✅ Dua edin. Manevi destek, zihni de kalbi de sakinleştirir.
✅ Şunu hatırlayın: Gelecek, düşündüğünüzden daha kötü değil, daha belirsizdir.
Ve belirsizlik, kötü olduğu anlamına gelmez.
Kaygınız varsa, zihniniz sizi korkutmak için değil, korumak için çığlık atıyor. Onu susturmayın, dinleyin. Dinlerseniz, sessizleşir.
Özetle:
-
Kaygı, belirsizlik korkusundan beslenir.
-
Kaygıyla savaşmak yerine, onu anlamak ve yönetmek gerekir.
-
Manevi destek ve nefes egzersizleri, kaygıyı kontrol etmede etkilidir.