Taş duvarlar konuşur mu?
Evet.
Hem de bizden daha çok şey bilirler.
Bir gün yürüdüğünüz dar sokakta rastladığınız bir çeşme, belki de yüz yıl önce bir çocuğun kahkahasına tanıklık etti.
O çeşmenin üstündeki yosun, sadece suyla değil; zamana direnen hatıralarla da beslendi.
Bir şehir yalnızca beton ve asfalt değildir. Bir şehir; çocukluğumuzun yankısıdır.
İlk gençliğimizin heyecanı, bir sokak lambasının altında edilen yemin, taş duvarlara çarpıp geri döner.
Ben eski binaların neden yıkılmaması gerektiğini orada anladım.
Çünkü yıkılan sadece taş değil; bir milletin hafızasıydı.
Ve hafıza gidince, insan da şehir de ruhunu kaybediyor.
Bugün çok şey inşa ediyoruz ama çok şeyi de yitiriyoruz.
Bir önerim var:
Bir gün başınızı telefondan kaldırın.
Sokakta bir taş duvara yaslanın.
Ve onu dinleyin.
O size susarak anlatacaktır, gürültülü bir geçmişi.