Modern tıp ağrıyı bastırır,
Kadim bilgelik ise ağrının sesini dinler.
Boyun ağrır… “Çok oturmaktan,” der doktor.
Ama ya başını hep eğmektense?
Omuzun gerilir… “Kas spazmı,” derler.
Ama ya hayat yüklerini hep yalnız taşımaktan olduysa?
Mide yanar… Asit derler.
Ama ya içine attığın kelimelerse seni içten içe yakan?
İşte bu yüzden şifahane sadece merhem değil, kelâmdır.
Bitkiler kadar cümleler de şifadır.
Zencefil kadar bir dostun “Nasılsın?” demesi de ilaçtır.
Bugün kendine sormayı unutma:
“Nerem ağrıyor?” değil… “Nereme iyi davranmıyorum?”
ŞİFAHANE’den fısıltı:
İyileşmek, bedenle başlar…
Ama ruh affetmeden tamamlanmaz.
– E.Y.