Toprağın Emaneti
İnsan, toprağın çocuğudur. Topraktan yaratıldı, toprağın nimetleriyle besleniyor ve günün sonunda yine toprağa dönecek.
Bu yüzden toprak sadece geçim değil, aynı zamanda şifa kaynağıdır.
Atalarımız bitkilerin yapraklarında, köklerinde, çiçeklerinde gizli olan sırrı bilirlerdi.
Bugün eczanelerde raflara dizilen ilaçların çoğu, o sırların laboratuvarlarda yeniden üretilmiş hâlidir aslında.
Ama biz, toprağın emanetini unuttukça bedenimiz de ruhumuz da eksiliyor.
Adaçayı: Sakinliğin Kokusu
Bir fincan adaçayı… Sadece boğazı yumuşatmaz, aynı zamanda zihni de sakinleştirir.
Yüzyıllardır Anadolu’da “şifa çayı” olarak bilinir.
Özellikle stresin arttığı modern çağda adaçayı, bize sessizce şunu fısıldar: “Dur, yavaşla, nefes al.” Çünkü şifa sadece bedene değil, ruha da lazımdır.
Zencefil: Direncin Kökü
Soğuk kış günlerinde elimiz hemen zencefile gider. Biraz bal, biraz limonla birleşince bağışıklığın en sadık dostu olur.
Ama zencefilin asıl hikmeti, kökünde gizlidir. Toprağın derinliklerinde sabırla büyüyen bu bitki, insana da sabrı öğretir.
Zencefili kaynattığınızda içinizi ısıtan şey sadece çayı değildir; onun sabırla biriken enerjisidir.
Nane: Ferahlığın Nefesi
Nane, yemeklerin tadı, sofraların bereketi olduğu kadar mide için de şifadır. Sindirimi kolaylaştırır, nefesi ferahlatır.
Ama aslında nane bize daha büyük bir şeyi hatırlatır: hayatı ağırlaştırma, basitleştir.
Tıpkı nane yaprağının küçücük bedeniyle verdiği büyük ferahlık gibi, insan da küçücük bir tebessümle hayatı güzelleştirebilir.
Isırgan Otu: İhmal Edilen Derman
Bahçede çıplak elle dokununca canımızı acıtır. Bu yüzden insanlar ondan uzak durur.
Oysa ısırgan otu, kansızlıktan romatizmaya kadar nice derde deva olur.
Hayat da böyledir: Bazen canımızı acıtan şey, aslında şifamızı taşır. Isırgan otu bize sabrı, zahmetin ardındaki rahmeti öğretir.
Modern Dünyada Unutulan Şifa
Bugün hastalıklarımız çoğaldı, çünkü tabiatla bağımız koptu.
Fast food’un gölgesinde, ilaç reklamlarının arasında şifalı bitkilerin sesi duyulmaz oldu.
Oysa insanın ihtiyacı sadece kimyasal tedavi değildir.
Bedenin tıpla buluşması kadar, tabiatla buluşması da gerekir.
Çünkü modern dünyanın dar koridorlarında sıkışan ruhumuz, ancak tabiatın genişliğinde nefes alır.
Şifalı Bitkilerden Öğrendiklerimiz
-
Adaçayı bize sükûneti,
-
Zencefil bize direnci,
-
Nane bize sadeliği,
-
Isırgan otu bize sabrı öğretir.
Her bitkinin bir şifa yanı olduğu kadar, bir öğüt yanı da vardır. Onlar sadece bedenimize değil, ruhumuza da ilaçtır.
Hatırlayış
Şifalı bitkilerle tedavi olmak, aslında insanın özünü hatırlamasıdır. Çünkü biz, toprağın dilini unuttukça yoruluyoruz.
O dili yeniden öğrenmek, bedenimize sağlık, ruhumuza huzur getirir.
Bir fincan adaçayıyla başlayan yolculuk, insanın toprağa dönük bir dua hâline gelir.
İşte o an anlarsın ki, şifalı bitkiler sadece derman değil, aynı zamanda hatırlatıcıdır.
Hatırlattıkları şey de şudur: İnsan, topraktan geldi; toprağın şifasıyla iyileşecek.